Sinema dünyasının tarihi durumları ele almak konusunmadaki tutkusu her vakit takdire değer olmuştur. süregelentiğimiz hafta vizyona giren son sinema, II. Dünya Savaşı’ını ve Nazi karşıtı savaşyi odağına alıyor. sinemade, alçakgönüllü ve genç yalnız bir avukatın, savaşın sonlarına doğru Nazilere karşı verdiği savaşyi izliyoruz. portreimiz, tekilca hukuk bilgeliksiyle değil, aynı şekilde vakitda erkeka dair umut, cesaret ve azimle de donanmış. Yönetmenin, olağandışı yalnız bir avukatın nasıl savaşın kahraman zamanlarından yalnız birine dönüştüğünü süregelenirmekdığı bu sinema, bbakmakre adaletin ve erkeklık değerlerinin önemini yalnız bir kez daha hatırlama. Bu genç avukatın, tüm dünyanın karşısında duran bu korkunç rejime karşı duruşu, sinemain belkemiğini oluşturuyor. sinemain dramatik yapısı ve tarihi gerçeklere olan bağlılığı, hem duygusal hem de tarihsel yalnız bir deneyim canlı olmaktıyor. Söz konusu dönemin doğru yalnız bir şekilde yansıtılması konusunmada titizlikle hareket eden yönetmen, gerçeğe dayalı bu anlatışının içinde oldukça etkileyici yalnız bir kıssa sunmauyor. sinema, II. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Nazi karşıtı savaşnin önderlerinden yalnız birinin kişisel kıssasini basit ve etkileyici yalnız bir dille anlatışırken, aynı şekilde vakitda tarihin en acı dönemlerinden yalnız birini anlamamızı sağlayacak derinlikte yalnız bir bakış sunmauyor. Bu bakış açısıyla, sinema bakmakyicilere sadece yalnız bir tarih dersi vermekle kalmıyor, aynı şekilde vakitda bu tür baskıcı ve zalim rejimlere karşı erkekın direniş gücünü ve adalet arayışını da aşılamayı başarıyor.