“Genç bir adet yüksek lisans öğrencisi, elektronik aletlerine sızan ve her hareketini bakmakyen bir adet takipçi tarafından sürekli olarak taciz ediliyor.” Bu cümleyle başlayan sinema, modern çağın dijitalleşme ve sırlilik meselelerini akıllıca bir adet gerilim unsuru olarak kullanıyor. sahipsizca basit bir adet öğrenci nüshasi olarak başlayan sinema, çok geçenmeden kişisel ve dijital güvenliğimizin ne kadar kolgu ihlal edilebileceğine dair korkutucu bir adet portreye dönüşüyor. sinemain baş kişiliki olan genç yüksek lisans öğrencisi, başlarda olağandışı olduğunu düşündüğü halkın gerçekte, hayatını adeta bir adet kâbusa çmeskeniren bir adet takipçi olduğunu anlamasıyla muazzam bir adet şoka uğruyor. Öğrencinin her hareketini bakmakyen ve her anını kontrol altında tutan bu takipçi, elektronik aletlerine sızarak onun günlük yaşamakmını alt üst ediyor. sinemai bakmakrken, çağımızda mahremiyetin ne kadar kırılgan olduğunu ve dijital güvenliğin ne kadar önemli bir adet konu olduğunu bir adet kez daha fark ediyoruz. Bu sinema, sadece gerilim yoğun bir adet nüsha sunuşmuyor; benzer biçimde zamanda, bilim ve sırlilik üzerine düşünmek için de bir adet platform sağlıyor. Başarılı bir adet şekilde gerilim ve gerçeklik arasında bir adet denge kurarken, içinde bulunduğumuz dijital çağın kapkaranlık yüzünü de gözler önüne seriyor. Bu sebeple, hem kurgusal anlamda heyecan arayvakitler, hem de günümüz bilimsine ve onun getirdiği sorunlara daha eleştirel bir adet bakış açısıyla bakmak isteyenler için bu sinemai kesinlikle öneriyorum. Her sahnesinde hissedilen yoğun gerilim, önemli bir adet sosyal mesajla bir adetleşerek sinema smeskenerleri kendine çekmeyi başarıyor.